Sağlık & Çevre

KETEN: “SAHİPSİZ KÖPEKLER İÇİN KISIRLAŞTIRMA VE BARINAK İYİLEŞTİRMELERİ GEREKİYOR”

Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akif Keten, sahipsiz köpekler sorunu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çözüm sürecinin bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini ve hayvan sahiplenme konusunda eğitim zorunluluğu getirilmesi gerektiğini savunan Keten, “Mevcut çalışmaların yetersizliği ortadadır. Kısırlaştırma yapılan yerlerde havuza üreyimli yeni dişi bireylerin katılmaması gerekir” açıklamalarında bulundu.

Abone Ol

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akif Keten, son dönemlerde Türkiye’de tartışma konusu haline gelen sahipsiz köpekler ile ilgili kapsamlı değerlendirmelerde bulunarak çözüm önerileri ve alınması gereken tedbirler hakkında ifadelerini kullandı.

Sahipsiz köpekler problemi hakkında görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Akif Keten, köpeklerin 15 bin yıl önce evcilleştirilen ilk hayvan olduğunu belirterek sözlerine başladı. Köpeklerin tarih boyunca çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Akif Keten, 19. yüzyıl itibariyle köpek ırklarının çeşitlendiğini ardından gerçekleşen sanayi devrimi ile şehirdeki insan yoğunluğunun artmasıyla köpek popülasyonlarının insan kontrolünden çıkarak sayılarının arttığını ifade etti.

“Köpeklerin Yaşam Hakkı Tartışması Dünya Genelinde Süregelmektedir”

Köpeklerin diğer canlılar ile birlikte yaşam hakkı olduğunu savunanlar olduğu gibi insana ve doğaya zararlı olduğunu savunan kesimlerin olduğunu belirten Keten, temel tartışma probleminin buradan çıktığını ve bu tartışmanın tüm dünyada yaşandığını vurguladı.

Geçmişten günümüze hayvan hakları ile ilgili çeşitli düzenlemelerin yapıldığını belirten Keten, “1978 yılında UNESCO tarafından Paris’te Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ilan edildi. 1987 yılında ise Strazburg’da Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi imzalandı. Ülkemiz tarafından bu bildirgeler 1999 yılında kabul edilerek 2004’te 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu düzenlendi. Aslında bu kanun, Avrupa Birliği için düzenlenen metne uygun olarak evcil hayvanlar için düzenlenmelidir. Yetki karmaşası olmaması için tüm hayvanları içermemelidir.” ifadelerinde bulundu.

“İlk Atılacak Adım Sahipsiz Köpek Sayısının Doğru Belirlenmesidir”

Köpeklerin hukuki konumunun hala tartışmalı bir konu olduğunu dile getiren Keten hayvanları; eşya, yaşayan eşya, eşya benzeri varlık ve kısmi hukuk öznesi olan kendine özgü varlık olarak kabul edilen görüşlerin de bulunduğunu söyledi. Köpeklerin çeşitli zoonoz hastalıkları yaydığı, doğal alanlara zarar verdiği, can ve mal kaybına neden olduğunu, bunun sonucu olarak insan yaşam alanlarında sorun oluşturduğunun altını çizen Keten, bu sorunun çözümü için öncelikli olarak ülkemizdeki sahipsiz köpek sayısının doğru bir şekilde ortaya çıkarılmasının gerektiğini kaydetti.

Sahipsiz Köpeklerle İlgili Bilimsel Çalışmalarda Teknik Konulara Yönelik Eksiklikler ve Yeni Araştırmalar

Sahipsiz köpeklerle ilgili yapılan bilimsel çalışmalarının çoğunlukla hastalıkları ve sosyolojik konuları içerdiğini ancak teknik konularla ilgili sınırlı çalışmaların bulunduğunu bildiren Öğretim Üyesi Düzce Üniversitesi desteği ile Tarım ve Orman Bakanlığı Batı Karadeniz Ormancılık Enstitüsü Müdürlüğü ortaklığında yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgiler sundu. Bu çalışmalarda; Düzce ili orman alanlarının %30’unda sahipsiz köpek tespit edilirken il merkezinde ise 2021-2023 yıllarında 8 bin 750 ile 9 bin 250 aralığında sahipsiz köpeğin bulunduğu tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalar kapsamında elde edilen veriler hakkında detaylı açıklamalarda bulunan Keten, çalışmalar sonucunda; sahipsiz köpeklerin neredeyse tüm alanları kullandığı, şehirlerde geniş alanda aktivite gösterdikleri, dünya ortalamalarıyla karşılaştırıldığında değerlerin orta düzeyde yer aldığı, üreyimli dişi sayısının yüksek oranda olduğu ve yeterli teknik çalışmaların bulunmadığı yargılarına ulaşıldığını ortaya koydu.

Tüm verilerden yola çıkarak sahipsiz köpekler gündemi ile ilgili çeşitli çözüm önerileri sunan Keten, sahipsiz köpekler konusundaki sorunlar ile ilgili tüm paydaşların çözüm sürecine ortak olması gerektiğini, çözüm sürecinin ‘sahipsiz köpek yönetimi’ olabileceğini, doğadan koparılarak insanların çeşitli amaçlarına hizmet eden köpeklerin sahipsiz olmaması ve dış ortamda bulunan olumsuz etkiler altında yaşamak zorunda kalmamalarının temel amaçlar arasında yer aldığını söyledi.

Sahipsiz Köpek Sorununa Bütünsel Çözüm Önerileri

Toplumun her kesimini ilgilendiren bu sorunun birkaç kurumun sorumluluğuna bırakılmaması ve bütünleşik yaklaşımla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Keten, “Mevcut çalışmaların yetersizliği ortadadır. Kısırlaştırma yapılan yerlerde havuza üreyimli yeni dişi bireylerin katılmaması gerekir. Yapılan çalışmalarda kilometre kareye 30 yeni bireyin katılması mevcut kısırlaştırmaları yetersiz kılmaktadır. Bu nedenle çalışma tüm alanlarda ve öncelikli olarak kısırlaştırma dişi bireylere uygulanmalıdır. Barınakların sayılarının arttırılması ve refah seviyelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Hayvanların korunması çok sıkı kontrollere, yasa ve yönetmeliklere bağlanmalı ve hayvan sahiplenen bireylere konuyla ilgili eğitim alma şartı getirilmelidir. Üreyimli dişi birey sahiplerine vergi uygulanmalıdır. Gerektiğinde mevzuat çerçevesinde ötenazi de uygulanmalıdır.” şeklinde açıklamalarını sonlandırdı.