İL BAŞKANI DÜZCE'DE TEDAVİ OLACAK HASTANE BULAMAMIŞ

Abone Ol

ALLAH ŞAFİ İSMİYLE ŞİFA VERSİN

AYŞE HANIM’IN GAYRETİNİ İKNA ODUM

AYŞE ABLA DEDİK BAŞIMIZA İŞ ALDIK

Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu, yanında Belediye Başkanı Gümüşova Belediye Başkanı Kenan Sübekçi ile beraber off-road yarışlarında bir kaza geçirmişti. Allah şifa versin, geçmiş olsun dediklerimizi ilettik. Bugünlerde tedavi oldu, Allah Şafi ismiyle şifa versin amma velakin ne Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi ne Düzce Devlet Hastanesi’nde olmadı. Bolu'yu tercih etti. Bolu'ya gitti, şimdi sağlık konusunda Düzce'de bir şeyler anlatıldığı zaman herkes zülfüyare dokunduğunuz veya dokunuldu diye söylemlerde bulunuyor. İl Başkanı, Düzce'de tedavi olacak hastane bulamamış. Düzce'deki sağlığın geldiği yer bu. Biz geçtiğimiz gün ‘İyi ki varsın Ayşe abla.’ diye bir haber yapınca, bize farklı yaptırımlar, farklı tepkiler, farklı serzenişler geldi. Aslında nereden geldi? CHP'den de gelmedi. AK Parti'nin içinden dinamiklerinden geldi. Niye siz bunu bu şekilde yazdınız? Ben ikna oldum. Ayşe Hanım'ın sağlık konusunda hakikaten Düzce'de verdiği bir mücadele var. Doktor atamalarından, hastane yapılanmalara kadar ağız diş sağlığı hastanesinden birçok yere kadar çok ciddi bir uğraşı var. Hizmet noktasında gayreti var. Ben hasbelkader Düzce Devlet Hastanesi, Araştırma Hastanesi, 400 yataklı yapılacak olan hastanenin oluşması, altyapının kurulmasında Ayşe Hanım'ın gayretinin fazla olduğuna ikna oldum. Ayşe Keşir’i eleştirdiğimiz yerler de çok oldu ama layıkıyla, derdiyle dertlenip de bu çözümlemeyi yapmış, bu sonuca ulaşmış bir insanın da hakkını vermezsek hakka girmiş olurduk. Ayşe Hanım'ın büyük oranda takibi var. Tabii burada Ercan vekilin de dahili vardır. O da mücadele vermiştir. Faruk Özlü'nün de vardır ama bu işin aslan payı Ayşe Hanım’ın. Bunun için biz maddi, manevi, içtimai, siyasi buna benzer mideler tabi oluyoruz mu? Olduk. Ama bu hakikat.

DEVLET HASTANESİ MUAYENE, TIP FAKÜLTESİ AMELİYAT YAPMIŞ

DEVLETTE 220 FAKÜLTEDE 110 BİN LİRA MAAŞ ALIYOR

Sağlık konusunda anlatabildiğim kadar anlatayım. Geçtiğimiz günlerde Sayın Sağlık Bakanı Düzce'ye geldi. Bir brifing aldı. Düzce'de yapılan bütün ağır ameliyatlar, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılmış. Tedavi noktasında, muayene noktasında Düzce Devlet Hastanesi fazla ama hiç risk almamış. Ameliyat oranında çok düşük. Ama burada ne var? Paralı muayene yapılıyor, şu yapılıyor, bu yapılıyor. Basit bir örnek vereyim. Biyokimya laboratuvarındaki bir doktorun, Devlet Hastanesi’nde aldığı maaş 230 bin lira ama aynı doktor Tıp Fakültesi’nde 110 bin lira para alıyor. Burada kim kalır? Devlet de böyle bir tolere yapmış, mesai saatleri dışında saat 4'ten sonra özel muayene demiş. Doktorlara, uzmanlara, öğretim görevlilerine böyle bir denge kurulmuş. İşin aslına baktığınız zaman en çok dayağı yiyen Tıp Fakültesi. Ama en çok işi yapan da Tıp Fakültesi. Hastanede yatarak tedavi oranlarına baktığımızda Devlet Hastanesi bu anlamda çok iyi bir imtihan vermemiş. Yatarak tedavi noktasında il başkanımız Allah Şafi ismiyle şifa versin, iki tane hastane var. Burada bir tane de özel hastane var, bunların hiçbirinde olmamış, Bolu'ya gitmiş. Bolu'da bir hastanede tedavi olmuş, bu tedaviyi Düzce'de yapacak olan yok mu? Mesela bizim Ortopedi Uzmanımız Okan hocamız var. Düzce'nin evladı başhekim yardımcısı. Bence muhteşem bir doktor, bir nimet Düzce için. Beyin dediğiniz zaman veya sinirsel bir şey dediğiniz zaman Cengiz Tuncer var, başhekim oldu. Çok iyi bir koordinasyon var hastanede. Neticede bunların değerlendirildikten sonra Bolu'ya gidiliyorsa o zaman bu millet ne yapsın? Tabii herkesin her yerde tedavi olma hakkı var ama topluma mal olmuş, toplumun önünde lider olan ve hele icranın başı olan, Düzce'deki otoritenin başı olan birisi Bolu’da tedavi oluyorsa vay Düzce'deki sağlık arayanların haline.  Aslında birkaç dokunuşla gerek devlet hastanesi, gerek tıp fakültesi hastanesinde gayretli olan hocalarımız da var. Dokunuş lazım burada. Şeyh Edebali'nin güzel bir sözü var; İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Müslüman, Hristiyan demiyor veya herhangi bir din farkı göz etmiyor. Düzce'ye iyi hizmetler sunmamız lazım. Bugün (20 Ocak) Belediye Başkanı Faruk Özlü bir şey açıkladı. ‘Basmacılar Çarşısı’ndaki kütüphaneyi bitirin.’ dedi. Adam yapmış, daha belediyeye olan veya belediye şirketine olan borçlarını ödememiş. Herkes üzerinden bir yük atıyor. Riyaset makamındaki başkanlığı yapan, milletvekilliği yapan, bakanlık yapan bu makamdaki mülk idaredeki başındakiler şunu ister. Kendisine gelen konularda birkaç tane böyle kahramanları olur. Top geldiği zaman topu yumuşatacak, üzerine alacak, yükü sorumluluğu da alacak, makamdaki kişiye sorumluluk ve sıkıntı demeyecek, bütün sorumluluğu üzerine alacak, eksiğini fazlasını, menfi müspet bütün yükü üstüne alacak. Ben bir şey yaptım, hata yaptım diyecek belki riyaset makamından veya makam sahibinden ona A veya B talimat verildiyse de ben yaptım, suç günah benim diyecek. Başarı var, güzellik var. ‘Sayın başkanımız yaptı, Sayın vekilimiz yaptı, Sayın bakanımız yaptı, Sayın genel müdürümüz yaptı.’ dediğiniz zaman kabul görürsünüz. Topu yumuşatan, topu gevşeten, üzerine alan

nimeti ve başarıyı üstüne bırakan en çok nimetlere adamdır. ‘Bu adamın burada ne işi var?’ dediğiniz zaman, o adamın yaptığı iş o. Zaten buradan da her türlü imkanı, fırsatı değerlendirmeyi, övgüyü alıyor. Nereli olursanız olun problem değil. Topu yumuşattı mı, fırsatlar önünüze açılır. Topu direkt böyle yumuşatmada bırakırsanız top karşıya vurduğu zaman o zaman işte varınız kalmaz. İşin özünde de bu var.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;