31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine aylar kala, Ak Parti hem yerelde hem de genelde çalışmalarına başladı.
Seçim çalışmaları kapsamında genel merkez düzeyinde gerçekleştirilen il ziyaretleri kapsamında Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, teşkilatlarla bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunmak üzere Düzce’ye geldi.
YILMAZ’IN İLK ADRESİ AK PARTİ İL BİNASI OLDU
Sabah saatlerinde Düzce’ye gelen Yılmaz, ilk olarak Ak Parti İl Binasını ziyaret etti.
Ak Parti Düzce İl Başkanlığı önünde geniş bir katılımla karşılanan kapsamında Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, basın toplantısı düzenledi.
Düzenlenen basın toplantısında Ak Parti’nin bugüne kadar olan çalışmaları ve bundan sonraki hedeflerinden bahseden Yılmaz, şunları söyledi:
"Bugün Düzce’mizdeyiz. 1999 depreminden sonra adeta yeniden inşa edilen güzel Düzce'mizde olmaktan son derece mutluluk duyduğumu inanın yolda bile yepyeni bir şehir, yepyeni bir şehirde artık gözlemlerimizi yapıyoruz diye arkadaşlarımızla konuşarak geldik.
Ben her şeyden önce tabii yeni milletvekili seçilen kardeşimizi de tebrik ediyorum. İl Başkanımız da yeni onu da tebrik ediyorum.
Ben büyük 17Ağustos depremi olduğunda yeni belediye başkanı olmuştum Samsun'da. Biliyorsunuz işte 18 Nisan 1999’da seçim olmuştu. Onu takip eden zaman içerisinde neredeyse üç dört ay sonra Ağustos depremi olunca eyvah dedim. Herhalde hayal ettiğim şeylerin çünkü Türkiye'nin üçte biri yıkıldı. Türkiye milyarlarca dolar tıpkı bizim 6 Şubat depreminde olduğu gibi milyarlarca dolar kaybı var.
Türkiye bu şoku özellikle ülkemizin sanayi ve endüstrisi bölgesi olan İstanbul'u, Düzce'mizi, Kocaeli'mizi ve bütün buradaki il ve ilçelerimizi kapsayan bu depremin travmasının oluştuğu bir ülkede Samsun'da belediye başkanı olarak ben nasıl hayal ettiğim işleri yapacağım?
Merkezi hükümetle hangi projeyi konuşabilirim diye kaygıya kapılmıştım.
Ama arkadaşlar ülkemiz büyük ülke! Elhamdülillah o yaralar sarıldı. Sıkıntılar çekilmedi mi? Çekildi. Ama bu vesileyle ben hem Düzce'de 12 Kasım depreminde hem 17 Ağustos depreminde bu bölgede hayatını kaybedenlere buradan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileyerek bu duygumla sözlerime başlamak istiyorum.
ZİYARETİN TEMEL AMACI YEREL HİZMETLERİ İNCELEMEK
Düzce'deki programımızın temel amacı yeni göreve başlamış arkadaşlarımızı tebrik etmek olduğu gibi aynı zamanda da Düzce’miz deki yerel yönetim hizmetlerini yerinde görmek, belediye başkanımızın yaptığı hizmetlerle ilgili biz sürekli iletişim ve istişare içindeyiz biraz sonra da belediyemize geçeceğiz inşallah.
Biz buna şehir destek programları diyoruz. Şehir destek programları kapsamında böyle kısa ama öz, ön programı veya fazla organizasyon detaylarıyla uğraşmaksızın koşar adım gidelim bir ilimize.
Orada hemen arkadaşlarımızla istişare edelim. Orada yapılan işleri kısa ölçekli de olsa müzakere edip oradan bir başka ilimize geçmeye çalışalım diye bugün Düzce'mizdeyiz.
Bugünkü ziyaretimizin amacı tamamen burada yapılan, gerek merkezi hükümetimizin, gerekse de yerel yönetimimizin hizmetlerini değerlendirmek, istişare etmek ve onlara belki tecrübemizle veya gördüğümüz, bir gözlem sonucu elde ettiğimiz bir değerlendirmeyle küçük katılar da verebiliriz.
Bazı ilhamlar da alabiliriz. Aaa bak burada güzel bir şey yapılmış. Bu güzel şeyi başka şehre de tavsiye edelim diyebileceğimiz şeyler olur düşünceleriyle, bu seyahatleri planlıyoruz.
“Ak Parti Dünyanın en güçlü siyasi hareketlerinden birisi”
AK Parti'mizin hizmet odaklı çalışma prensibinden biraz size bahsetmek istiyorum. Değerli arkadaşlarım, değerli Basın mensupları! AK Parti bir siyasi hareket şüphesiz! Hem de güçlü bir siyasi hareket. Hatta dünyanın en güçlü siyasi hareketlerinden bir tanesi!
Geçen akşam internete bakmıştım. Bizim 11 buçuk milyon üyemiz var Türkiye genelinde. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Bu kadar büyük üyesi olan bir siyasi hareket, bir parti hiçbir zaman olmamış. Yani 2002’den önce de olmamış.
Peki, dünyada var mı böyle büyük bir siyasi hareket? Dünyada var, Hindistan'da var, Çin'de var. Ama o ülkelerin nüfusları da Türkiye'nin nüfusuyla mukayese edilmeyecek kadar fazla. Ama oralardaki demokrasinin şekli de farklı. Yani oralardaki yani siyaset temelinin oturduğu hukuk düzenleri falan da farklı!
O bakımdan böyle katılımcı bir demokrasi kültürünün üzerine inşa edilmiş bizzat insan odaklı bir siyaset yapma biçiminin ve bu biçimin ortaya koyduğu sonuçların 11 milyon 12 milyon kadar insanın da üyesi olduğu bir siyasi parti haline bu partiyi getiren Cumhurbaşkanımıza minnet ve şükranlarımızı sunalım.
“Biz milletin partisiyiz. Milletin gönlünden çıktık.”
Biz milletin partisiyiz. Milletin gönlünden çıktık. AK Parti'yi cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi millet kurdu bizim partimizi dedi. Hakikaten AK Parti'yi millet kurdu. Milletin bağrından çıktı. Bir ihtiyaçtan ötürü çıktı. Ve bu ihtiyacın gereği de dalga dalga ülkeye dağıldı ve AK Parti gördüğünüz gibi büyük bir hareket haline geldi. Onun için ben hep hamt ediyorum, şükrediyorum. Yani ne güzel bir şey!
Bu ülkeye 20 yıldır, 22yıldır hizmet eden ve bundan sonra da yıllarca da hizmet edecek olan bir siyasi partinin içinde olmak bizim de çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miraslar, övüneceğimiz şeylerden birisidir diye düşünüyorum.
“En güçlü siyasal ideolojilerden birisi AK Parti'de”
Değerli arkadaşlarım burada bu siyasi hareketimizin diğer siyasi hareketlerinden birkaç farkı var. Onu da özellikle altını çizerek bahsetmek istiyorum. Biz bir kere hizmet odaklı bir siyasi hareketiz. Yani bizim siyaset Seçimimizin temelinde hizmet var. Biz hizmeti bir siyasal iletişim aracı olmak zorunda görüyoruz.
Yani siyasetimizi hizmet yapmaksızın ideolojiyle yürütebileceğimizi asla düşünmüyoruz. İdeolojimiz yok değil, ideolojimiz var. Muhakkak ki en güçlü siyasal ideolojilerden birisi AK Parti'de Var. Ama biz hizmeti bu siyasal iletişimin insanlarla kurulacak olan bu diyaloğun hizmetin önemli bir ögesi olduğunu düşünüyoruz ve hizmet bizim siyasal iletişim aracımızdır. Hizmet yapmıyorsak biz neredeyse konuşmaya mevzu bulamayız diye kaygı duyacak kadar bir hizmete endeksli, hizmete odaklı bir misyonuz. Bunun altını çizmek istiyorum.
Hepiniz de bu misyona sahipsiniz. Sizi de bir araya getiren duygu ve düşüncenin de temelinde ben bunun olduğuna inanıyorum. Niye onun olduğuna inanıyorum. Çünkü Cumhurbaşkanımız bazen sözlerinde diyor ki biz dertliyiz arkadaş diyor. Bu dert denen şeyin ne olduğunu anlatmak istediğimizde bu hizmeti buluyoruz. Hizmet yapma aşkının hizmet yapma arzusunun bu ülkede yaşayan insanların hayatını daha iyi hale getirmek, daha güzelleştirmekle ilgili bir arzunun isteğinin insanın oluşturduğu tesirden bahsediyor Cumhurbaşkanımız. Biz dertliyiz diye.
“Derdimiz insanımızı daha güzel daha iyi yaşatmak”
Derdimiz insanımızı daha güzel daha iyi yaşatmak. Bu da bizi yerel yönetimlerde, sadece merkezi hükümet yatırımlarında değil, yerel yönetimlerde bu da bizi bu anlayışımızı, bu dertli olma anlayışımızı sabahleyin işe kalktığımızda ve işimize yöneldiğimizde o dert bizi işlerimize doğru yöneltiyor. O halletmemiz gereken şeylere doğru yöneltiyor. Hayat böyledir zaten. Siyaset yapmıyorsanız da kafanızda bir şey, yüreğinizde bir şey yapmayı arzu ettiğiniz bir derdiniz varsa sabahleyin hayata o derdin o sorunun çözümüyle İlgili süreci başlatmakla geçirirsiniz.
İşte biz AK Partililerin de cumhurbaşkanımızın tembihi ve cumhurbaşkanımızın partimize kazandırdığı bu temel felsefeden hareketle biz yerel yönetimlerde de dertteyiz.
Ve her günümüzü bir başka günden geçmişteki bir başka günden daha iyi hale getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
“Diğer partiler makam için siyaset yapıyor, biz millet için”
Diğer partilerde bu yok mu? Diğer partilerde ideoloji var arkadaşlar. Onlar ideolojik temelli siyaset yapıyorlar ve daha ziyade siyasetin makamlarını işgal etmek için, oralardaki oturan birini kaldırıp onun yerine geçmek için siyaset yapıyorlar.
Bizde böyle bir şey olmaz. Hiçbir zaman mevzu olmaz. Mutlaka ki siyasette de bizim siyasetimizde de muhakkak ki insanlarımızın kavuşmak istediği makamlar vardır ama bu makamlar şu anda yetkisi ve yapmak istediği ve yapamadığı bir şeyleri daha iyi yapabilmek için arzu ettiği bir yerdir makam.
Ama bizim siyasi muhaliflerimizi görüyorsunuz işte. 28 Mayıs seçimlerinden sonra daha önce Cumhurbaşkanlığına yakıştırdıkları adamı Sonra döndüler parti genel başkanlığına dahi layık görmemeye başladılar. Bir kısım partililer çıktı Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bizim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın değişmesi lazım dediler.
Ama ondan bir 10 gün önce 15 gün önce 28 Mayıs seçimlerinden önce de o Genel Başkanı, cumhurbaşkanı yapmak istiyorlardı.
Onu yapmak isteyen kendisi onun da kendisinin de bunlar da benim cumhurbaşkanı yardımcım olması gerekiyor. Ben bunları cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağım dediği kişiler 28 Mayıs seçiminden sonraki gün kendilerine vaat edilen o makam gelmeyince, bu defa onun oturduğu makama göz diktiler. Dediler ki o oradan insin!
“31 Mart seçimlerinde millet yine bizi seçecek”
Biz o işi yapalım dediler. Böylesi bir anlayışın hiç içinde dertli olan bir vatandaşın bir hizmete ihtiyacı olan bir insanın hizmet derdiyle hizmet sıkıntısıyla ilgili bir şey aranır mı? Burada tamamen makam kavgası entrikalar kavgasından ibaret bir yapı bu. Millet de bunu görüyor. Millet de onun için bizi 22 yıldır seçiyor ve Allah'ın izniyle önümüzde 31 Mart 2024 seçimlerinde de Allah'ın izniyle millet yerel seçimlerde de büyük bir teveccüh gösterecek.
Bu ülkede iyi bir siyasi muhalefet olsa bu ülkede AK Parti siyasetinin karşısında ya ey AK Parti yani bunu böyle yapmayın. Şöyle yapın, böyle yaparsanız daha iyi olur diyebilecekleri bir şey varsa biz onu dinlemeye hep hazır, onu incelemeye, onu değerlendirmeye hep hazırdık ama hiçbir zaman böyle bir şeyleri olmadı. Hatırlıyor musunuz? Hiçbir zaman olmadı.
Değerli arkadaşlarım ilk kez tabii tanışılan bu iki turlu seçimde elde edilen bu başarıdan ötürü teşkilat mensuplarıma olduğu gibi bütün Düzceli halkımıza, milletimize buradan şükranlarımı sunuyorum.
Allah hepsinden razı olsun. AK Parti'nin diğer siyasi partilerden farkını anlatmaya çalıştım.”
HABER – AHMET ÇELİK
GÖRÜNTÜ – EMİRHAN TÖNGEL