DEMOKRASİ MEYDANI’NDA TÖREN DÜZENLENDİ DEMOKRASİ MEYDANI’NDA TÖREN DÜZENLENDİ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yurt genelinde ve özellikle İstanbul’da yaşanan gerginlikler ile ekonomideki negatif dalgalanmaların Türkiye’ye zarar verdiğine dikkat çeken Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, devletin zirvesi ve ana muhalefet başta olmak üzere bu sürece etkisi olan her kesimin ‘normalleşme’ için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Benzer sıkıntıların yerel ölçekte de yaşandığına dikkat çeken Ünsal, Düzce’nin de ‘çekişme’ değil ‘hizmet’ üretilen günlere kavuşmak için Şehr’ül Emin olan Faruk Özlü öncülüğünde fabrika ayalarına dönmesinin elzem olduğunu anlattı.  

“Türkiye'nin ve Düzce'nin normalleşmesi lazım.” Bu cümleyi ‘Yorumlu-yorum’ programında kuran Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ülkeye her alanda zarar veren gerginliklerin artık geride bırakılması gerektiğine parmak bastı.

Mübarek ‘Kadir Gecesi’nde toplumun tüm kesimlerine seslenen Ünsal, memleketin daha aydınlık günlere kavuşması için herkesi dualarda buluşmaya davet etti.

İnsanların ülkedeki kutuplaşma, ekonomik sıkıntılar ve siyasi çekişmeler yüzünden mutsuz olduğunu vurgulayan Ünsal, normalleşmenin şart olduğunu ve bunu sağlayacak kişileri şöyle kelimelere döktü:

“DEVLETİN AKLI VE MİLLETİN FERASETİYLE TÜRKİYE'Yİ NORMALLEŞTİRMELİLER”

“Türkiye'yi normalleştirecek liderler başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri Sayın Özgür Özel, Sayın Devlet Bahçeli ve diğer siyasetçiler ile ülkede siyaset adına toplum adına konuşan devlet insanlarımız, Türkiye'yi normalleştirmeliler. Bu nasıl olur? Bu devletin aklıyla olur, milletin ferasetiyle olur. Ama biz buna akıl erdiremeyiz. İşte bu gece, bu gece güzel bir gece, özel bir gece.”

“DÜZCE'DE DE NORMALLEŞME LAZIM”

“Düzce'nin de normalleşmesi lazım.” diyen Ünsal, “Düzce'de de yerel bazda baktığımızda birimlerde, kurumlarda, basında her yerde bir sıkıntı var, bir gerilim var. Bu kadar telaşe ve dert niye? Niye dertleniyoruz? Sıkıntı ne? Enaniyet var, sıkıntı ne? Gurur var, sıkıntı ne? Kibir var, sıkıntı ne? Dünya menfaatleri var, sıkıntı ne? Dünyalık var. Peki, dünyaya ölmeye geldiğimizi hatırlarsak, bu sıkıntılar bitecek. “Ölümü hak edelim.” dediğimizde, bu sıkıntıların formülünü bulacağız.” Özellikle Düzce'de de yaşadığımız coğrafyada, bunu da yapacak olan insan Şehr’ül Emin Sayın Faruk Özlü ve ekibindeki siyasiler, bürokratlar, basın… Yani Düzce'yi bu normalin dışına getiren herkes bunu yapacak.” dedi.

“BU MÜBAREK GECEDE KİMDE BENİM HAKKIM KALDIYSA HELAL EDİYORUM”

Tövbe etmek ve günahlardan arınmak için önemli bir gün olan Kadir Gecesi'nde Müslümanlar için af ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığını anımsatan Ünsal, şöyle devam etti:

“Ben buradan, bu mübarek gecede (Kadir Gecesi), normalleşme adına ben kimi kırdıysam, kimi üzdüysem, rencide ettiysem veya sıkıntıya soktuysam, hak ettiği veya hak etmediği halde fark etmiyor. Hak ettiği veya hak etmediği halde görevimiz gereği, hissiyatımız gereği, nefsiyatımız gereği veya başka bir gerekten dolayı kimde benim hakkım kaldıysa, ben helal ediyorum. Helal ediyorum, helal ediyorum, helal ediyorum. Bir yerden başlamak lazım. Hani işin sonunda, günün sonunda şöyle bir ifade var. Büyüklerden biri, itilaflı olduğu konuda şu formülü bulmuş. Hani ölmeye geldik, dünyaya ölümü hak edelim anlayışıyla beraber devam eden süreçte karşısındakine, ‘Sana yaptığım iyiliği unuttum. Sana yaptığım kötülüğü de unuttum, senin bana yaptığın iyiliği unuttum, senin bana yaptığın kötülüğü de unuttum, temiz bir sayfa açayım.’ diyor. İşin sonunda da şöyle diyor: ‘Dünyaya ölmeye geldik, ölümü hak edelim.’ Kadir gecemiz, kandilimiz, kandilimiz derken şurada kısa bir anekdot yapalım. Kandil diye bir şey yok aslında ama bu millet, bu Türk milleti, Habibullah'ı, Resulullah'ı, Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V.)’yı öyle bir sevmiş ki, bu dini, bu dinin yolundaki insanları, bu büyükleri öyle bir sevmiş ki, bu mübarek gecelerde kandiller yakarak kutlamış. Kandiller, ‘Işıl ışıl yapalım, memleketi bu geceyi böyle aydınlatalım.’ diye bir mücadele vermiş. Bu muhabbetten dolayı Kandil Gecesi, Berat Kandili, Regaip Kandili, Kadir Gecesi Kandili demiş. Kandili kutluyoruz, kandili de işte bu milletin Habibullahına ve Resulullahına olan muhabbetinden dolayı kandil diyoruz. Kandili anlayalım, Kadir Gecesi anlayalım, mübarek geceyi anlayalım. Bu memleketin inşallah ekonomik, sosyal, hukuki, insani, beşeri olarak normalleşmesi için bu gece duamız bu olsun.”

HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN