Zor ve riskli bir başlık.
Biliyorum ama her türlü eleştiriyi göze alarak bu başlığı attım ve gücümün yettiğince somut olarak altını doldurmaya çalışacağım.
Biliyorum, kendim de dahil bir çok insanın kalbini kıracak ifadeler ortaya çıkacak, belki de küfürler hava da uçuşacak.
Biliyorum, farkındayım. Ama yine de bu kavramı işleyeceğim. Bunları yazarken amacım, birilerine çamur atmak değil, belki de fıtratımıza doğru, gerisin geri döneriz diye umut etmemdendir.
İnşallah bu umuda, bir nebze merhem olurum.
Evet, bunu kelime olarak değil kavram olarak algılamakta ve ortaya koymaktayım. Çünkü tek bir kelimenin içersine sıkıştırılacak kadar küçük bir anlam içermemektedir.
Aksine içersinde, anlamlar dizisinden teşekkül eden bir bütünlük vardır. Çünkü bu kavram unutturulmuş, bütünlüğünden ve içeriğinden saptırılmıştır.
Bu kavramın ve onun getirdiklerinin insanların düşüncelerinde, vicdanlarında ve iradelerinde ne kadar yer tuttuğunu ve etki bıraktığını, ben kendim de dahil herkesin görmesi gerekiyor.
Görülmesi gerekiyor ki, özelde bulunduğumuz toplumun, genelde de yeryüzünde ki tüm toplumların geleceğini ilgilendiren felaketlerin, insanlığa ulaşmasına belki de engel oluruz. Böyle de inanıyorum.
Tarihin tekerrüründe, bu sebep sonuç ilişkisini her dönemde net olarak görmekteyiz.
Fahişelik ve helak.
Bunun için de tüm çıplaklığı ile bunu ortaya koyabilmek için çaba sarfedeceğim. Yaşanılan canlı bir örnekle, ufuk açarak, hayatın her aşamasında değerlendirme olanağı sunacağım.
Bu kavramı, düşüncesiz dilimiz ile kullanan biz insanlar, bunun içeriğinde sadece cinselliği, hem de ahlak dışı, kötü anlam da cinselliği ve bu cinselliği de özelde kadının üzerine yüklemekteyiz.
Sanki tek kişilik bir eylemmiş gibi, failini tek bir davranış sonucu, tek bir cinse yıkmaktayız. Hayır, bu kavram tek bir davranış ve tek bir cins ile asla alakalı değildir, bunu da kuşatır ama asla sadece bu değildir.
Bu durum, sadece bütünün cüzi bir parçasıdır. Bu kavram, bireyin ve toplumun tüm fertlerinin benliklerinde, davranışlarında ve toplumsal işleyişlerinde geçerli olan ve hem kadını hem de erkeğin davranışlarını ilgilendiren bir durumdur.
İyiliğin ve kötülüğün cinsiyeti olmaz, fakat kötülüğün ama her türlü kötülüğün, azmış hali olarak bu kavram kendisini gösterir.
Kötülükte azgınlığa ulaşılmış her davranışın, haddi aşmanın her halinin faili fahişedir, eylemin adıda fahişeliktir, bunda hiç bir kuşku yoktur.
Fahişelik insanın sadece bir eylemi ile değil, tüm davranışlarının fıtri sınırlarının aşılması ile insanın kendisini yeterli görerek, kibir içersinde sergilemiş olduğu azgınlık ile ortaya çıkan bir durumdur.
Durması gereken yerde değil, adımlarını zulme taşımasıdır.
Bu günler de hem yaşadığımız toplum da hemde yeryüzünde ki toplumlar da görülen helakların sebebi de budur.
Burda suçlu olarak aranacak varsa, bizzat fahişelik yapan insanın kendisidir. Rabbimizin ortaya çıkan bu sonuçla ilgili bir dahili yoktur. Sonuç, sebebi ile birlikte hayatımız da yer almaktadır. Ortada Rabbimiz açısından keyfiyetlik yoktur, aksine bu keyfiyetlilik kendimizdendir. O sadece zamanımızı doldurmamızı beklemekte vicdanımızın ve irademizin, ortaya koymuş olduğu davranışlarının sürecini tamamlamasını beklemektedir. Sonrasında ise helak, doğal olarak Rabbimizin koymuş olduğu yasa gereği ortaya çıkmaktadır.
Doğrudur sistem bozuktur ve bu duruma çanak tutan sistemin kendisi ve yönetenleridir, bunda en ufak bir şüphem de yoktur.
Materyalist, kapitalist sistemde bunun dışında bir davranış beklemekte abestir. Ama tüm bu olumsuz düzleme rağmen, vicdan ve irade bizimdir, hükmü de biz veririz. Sonucu da biz karşılarız.
Bu günlerde, içersin de bulunduğumuz toplumda yaşanılan fiyat politikaları, bunun en canlı örneğidir. Hiçbirimizin elinin ayarı bulunmamaktadır.
Uygulamalar tümüyle keyfi, fırsatçılık ve menfaatçılık dürtüsü ile yapılmaktadır.
Bu adaletsizliği ve bozgunculuğu yaparken de, dilinin söylediğine mutlaka hukuki ve vicdani bir gerekçe bulmaktayız.
Çünkü sistem sahipleri bunu istemektedirler, kendileri de bu işleyişin bir parçası ve aslolanlarıdır.
Onlar bu gerçeği bilerek ve isteyerek servis etmektedirler, buna itiraz edenleri de bozguncu olarak lanse etmekte ve dillerini değişik yöntemlerle kesmektedirler.
Bu kazanımlar hukuk içersinde belki de hakdır. Ama helal değildir, düşünceler ve eylemler fahişeliktir.
Ortaya konan tüm gerekçeler tümüyle nefsimizin, egomuzun ve kibirimizin ürünüdür.
Buna kesinlikle kılıf aramayalım, bizlere sunulan buzağılara ve bunu bizlere sunan samirlere yönelmek veya yönelmemek bizim elimizdedir.
Vicdanımızı, fıtratımızdan koparmak ve irademizi başkalarının teslim etmek bizim elimizdedir.
Yapmayalım, etmeyelim bunun sonucu bozgunculuktur, en nihayetinde helaktır.
Bu davranış biçimine teslimiyeti yani fahişeliği, bu sıfatı kabullenmemizin arkasında başkaca bir suçlu aramayalım.
Ne yapalım sistem bunu gerektiriyor diyerek, sonuçtan kendimizi dışarda tutamayız.
Ezber bozalım, itiraz edelim, kendi uygulamalarımız adil olsun, örnek olsun.
Belki de bu davranış biçimi, karşılık olarak toplumda salaklık olarak, saflık olarak değerlendirilecektir.
Bırakın öyle değerlendirilsin.
Ama bozgunculuğumuzun bizleri taşıdığı helak ile karşı karşıya kalınca, işte o zaman kimin salak ve saf olduğu ortaya çıkacaktır. Tıpkı Amerika’da son günler de yaşanılan yangın helakı ile karşı karşıya kalan elitler gibi zavallı olmayalım.
Tüm yaşamları boyunca insanların duygularını, emeklerini, zamanlarını ve geleceklerini çalarak kendileri için hak etmedikleri bir yaşamı, hem de tabiata ihanet ederek kurdukları yaşam alanlarını ve tüm mallarının vererek ödediler.
Fahişeliğin zirvesinde ki bu insanlar, kendi çağırmış oldukları helak ile yüzyüze gelmişlerdir. Bu gerçek, salt bu toplum için geçerli olan bir durum değildir. Aksine bu davranışı sahiplenen, adının önüne İslam sıfatını ekleyen bizleri de kuşatmaktadır.
Gelin hep beraber bozgunculuğa varan davranışlarımızı gerisin geri çevirelim. Gelin vicdanımızı ve irademizi gözden geçirerek verdiğimiz kararları, yaptığımız uygulamalarımızı fıtrata doğru yönünü çevirelim.
Gelin adil olalım, menfaatçi olmayalım, hesap günü herkes için yakındır. Gelin selam yurdunu inşa edelim.
T.K. @kul6303839