ELEŞTİRDİĞİMİZ GİBİ ELEŞTİRİLMEYE DE AÇIĞIZ

Abone Ol

Bizi çok eleştiriyorlar. Özellikle genel anlamda basını çok eleştiriyorlar. Şimdi Düzce Belediyesi bir kamuoyu araştırması yaptı. İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu’nun, Roman Eğitim ve Kültür Merkezi’ne adının konmasını istemediğini söylediler. ‘Ey Düzce basını; ne zaman bu acziyetten kopacaksınız?’ Neden, ne acziyetimiz var? Bir iş, bir süreçte yürüyordur, ondan sonra bu süreç değişebilir, bu da değişmiştir. Eleştirildiğimiz noktalardan birisi de Düzce şehir içi toplu ulaşım noktasında sayın Faruk Özlü’nün Düzce’ye kazandırdığı 10 tane 12 metrelik otobüs var. Şimdi bunlar sabahları erken saatlerde akşam iş çıkışlarında devreye alınacak. Bunların haberi yapılıyor; ‘Ne kadar şakşakçısınız.’ şeklinde yazıyorlar. Peki burada bir ihtiyaç doğdu. Şehir içi otobüsleri, öğrenci servis ücretlerinin yükselmesi ile beklenmeyen bir şekilde öğrenci yığılmasına sebep oldu. Bu da yoğunluğu beraberinde getirdi. Bu öngörülemeyen bir beklentiydi. Öngörülmedi ve sorun ortaya çıktı, ondan sonra buna çözüm üretildi. Yazıyor vatandaş bize; ‘Deneme – yanılma tekniği ile olmaz bu işler’ diye. Yani her şeyi öngöremezsiniz ki.

Bakın ben size Akçakoca’dan örnek vereyim; Akçakoca’da çöp arabalarının mazotu yok, çöp toplanamıyor. Yani 15 dakika olacak şehir içi otobüsleri yarım saate çıktı, mazotsuzluktan. Hal böyle iken, Düzce’de yaşam standartlarının yükselmesi için çalışmalar yapılıyor. Fakat bizden şu isteniyor; birileri siyasi ve ekonomik rant elde etme adına bir şeyler söyleyecek, ama ekranın önünde söylemeyecek. Ekranın arkasında söyleyecek, biz bunu değerlendireceğiz, biz bunu söyleyeceğiz. Arkadaşlar, ekran burada, kameralar burada… Eksik gördüğünüz, eleştirdiğiniz ne varsa yüreğiniz yetiyorsa, dengeleriniz müsaitse, bizi kullanmadan, hani ‘ateşi maşa ile tut’ derler ya; bizi maşa yapmadan eleştirini yap, biz de bunu burada söyleyelim. Ama diğer konularda biz eleştiriye açığız. Özellikle benim sunduğum Yorumlu-Yorum programlarında benim hakkımda çok ciddi eleştiriler olur, ben bunları onaylarım. Ben müneccim değilim ki, ben gaybden almıyorum ki bilgiyi, benim de nefsim var, benim de zaafım var, benim de eksiğim var. İnsanlar eleştirildikçe doğruyu görürler. Yani, hepimizin yaşadığı coğrafyada fındık ağaçlarımız var, her sene tımar ediyoruz. Ne kadar tımar edilirse, o kadar daha sağlıklı filizler ortaya çıkar ve verim olur. Eleştiri iyidir, bizim eleştirilmekten yana bir sıkıntımız yok! Ancak velakin; perdenin arkasına geçip Hacıvat – Karagöz oynatmaya kalkmayın bize. Ben şimdilik bu kadar söylüyorum.

Biliyorsunuz yerel kulislerde siyaset çok hızlandı. Şimdi biz bunları takip ederken, önümüze çok konular düşüyor. Bunlardan bir tanesi Boğaziçi Beldesi ile ilgili. Boğaziçi Belediye Başkanı İbrahim Ercan bir gün demişti ki; ‘Ben sosyal ve modern bir dilenciyim. İmkanları çok kısıtlı olduğu için Düzce Belediyesi’nden Beltaş üzerinden bir makam aracı tahsis edilmişti kendisine. Bu makam arabası ile işlerini görüyordu. Fakat; hani fakirin karnı doyduğu zaman, gözü yolda olurmuş. Kendisinin tabiri ile bu sosyal dilenciye, oradan – buradan isteyerek yürüyen belediyeye son model, toplumda bir çok insanın elde edemeyeceği, kendinin de özelde alıp binemeyeceği bir cip aldı. İtfaiye öncü aracı olarak aldı bu cipi. Hem de 2 tane aldı. Yardımlarla, himmetlerle, minnetlerle geçinen bir belde, 2 tane makam aracı alınıyor. Uzun zamandan beri bu arabaların ikisi de maçlarda çoluk  - çocuk kullanıyor. Bir belde belediyesinin makam aracı emanet verilir mi hısıma ve akrabaya? Veriliyor… Ben buradan Sayın Belediye Başkanımız Faruk Özlü’ye sesleniyorum; takip edin bu araçları, illaki araç takip sistemleri vardır. Düzce Belediyesi’nin Boğaziçi Belediyesi’ne tahsis ettiği bu araba ahbap-çavuş ilişkileri ile özel işlerde, özel keyiflerde, maçlarda, sefaya yönelik kullanıyor, ben bunu buradan net söylüyorum. Ondan sonra da oraya Millet Bahçesi yapıyorsunuz, Millet Bahçesi’ne çıkacak yolu yapamıyorsunuz, ondan sonra ‘Biz Reis’in yanındayız.’ Yahu Reis yanında sizin gibi adam istemiyor ki.

Bir belediye meclis üyesi arkadaşımız dedi ki; ‘9 meclis üyesinden 3'ü ile arası iyi, 8 muhtarlık var, 2'si ile arası iyi, 6'sı ile kötü. Şimdi Kabalak da köyden mahalleye döndü. Mahalleye döndükten sonra da dengeler de değişti. Netice itibari ile orada 2 aday daha  var, Erhan Alemdar ve Murat Altınışık. Bunların ikisi de memleketine faydalı insanlar. İbrahim Ercan ile bir belediye başkanlığı böyle, ama o arabalarla en çok gezen kimlerse, onlar bu işin arkasında durur.

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Düzce’de bir anket yapıldı. Anketler çok farklı. Yani AK Parti üyesi ve delegasyondan bir anket yapılıyor, bir de sahadan, yani insanlardan bir anket yapılıyor. Bu anketlerden öyle bir sonuçlar çıkıyor ki; tabii bunların neticesini bilmiyorum. Ancak, İttifak mı olacak, olmayacak mı? İşi merkez hariç tüm ilçelerde özellikle AK Partili aday adaylarının temposunu düşürdü, modlarını düşürdü, yerin dibine soktu. Adamlar heyecanla aday adayı oldular, amma velakin bu anketler hiç ismi belli olmayan adayın ismi var, yönlendirmeler var ve bu anketlerin de parti için yapıldığı söyleniyor, biz bunu bilemiyoruz.

Son olarak bir de Kaynaşlı’ya gidelim, Kaynaşlı’da AK Parti İlçe Başkanı Bayram Parlak, gerçekten gönül insanı, aday adayı tanıtım toplantısı yaptı. Orada mahşeri bir kalabalık vardı, salon çok kalabalık ve heyecanlıydı. Ben orada bir yoklama yaptım, bir değerlendirme yaptım. Potada olan 3 tane isim gördüm. 3 isimden bir tanesi eski Belediye Başkanı Erol Bayraktar, diğer, bizim de meslektaşımız Osman Altınışık, bir diğeri de hem parti ilçe teşkilatında olan İş İnsanı Ahmet Türkmen’di. Fakat o geceye Osman Altınışık katılmadı. Böyle bir tanıtımın yanlış olduğuna inandığı için katılmadı. Osman Bey, Ankara’da çok etkili bir noktada. Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin basın biriminde çalışıyor. Ancak oraya katılmamakla beraber aslında maçtan bir geriye düştü bence. O kadar insan gelmiş, o kadar aday adayı tanıtılmış. Bir de şöyle bir şey vardı; aday, aday adayı tanıtım toplantısına gelmez. Geldiği zaman görecek tabandaki sesi. Yani sende aday adayısın diğerleri gibi, ama toplantıya gelmiyorsun. Yani, bu ben adayım demek istiyor. Eğer bu olay öyle yansırsa, AK Parti’nin iradesine ve AK Parti siyasetine, Erol Başkan ile Ahmet Türkmen arasında bir tercih olacakmış gibi görünüyor. İnşallah hayırlara vesile olur. Ama orada Eftal Altundal’ın MHP’den aday olup da Birol Şahin’in de yıllardan bu yana ki siyasi tecrübesi ile sahada beklediğini unutmamak lazım.

MAKALENİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN