Pazartesi Yorumluyorum’da Akçakoca Vilayetler Evi’yle ilgili bir değerlendirmede bulunmuştuk. 4 kişi işten çıkmıştı. Bizi Vilayetler Birliği Genel Sekreteri Ramazan Pektaş ve akabinde de Düzce Valisi Selçuk Aslan arayıp bilgilendirdi. İnsanların mağdur edildiğini anlatmıştık ancak buradaki önceki yönetim yörük malıyla kurban kesmişler; burası üç statüde misafir ağırlıyor, mülki idareler kamu personeli ve sivil olarak, birçok sivili kamu personeli olarak gösterip işletmeyi zarara uğratmışlar. Ve oradaki nimet olan birçok imkanı kendi imkanı gibi kullanmışlar. İdari kadro görevden alınıp yeni ekip atandıktan sonra çalışma sistemine bakmış ve Akçakocalı çalışanların olduğu sistemde verimli bir üretimin olmadığını görmüşler. Çalışanlar ekonomik kayba uğramamasın diye Diyarbakır, Nevşehir’de bulunan aynı işlevdeki otellere geçici sürede konaklaması dahil olmak üzere gönderme cihetine gidince çalışanlar da ‘Bizi işten çıkarıyorlar.’ diyerek feveran etmişler. İşten çıkmak istiyorsanız şu şartlarda anlaşalım deyince çalışanlar noterden ihtar çekerek istifa etmiş. ‘Nimetin kıymetini bilmeyeni kölelik bekler.’ deniliyor. Buradaki nimetin kıymeti bilinmemiş, ama burası hanımın çiftliği gibi kullanıldığı için de yeni idareciler böyle bir tasarruf göstermişler, 4- 5 ay görevlendirme yapılmış, gitmek istenmediğinde de tazminat ve işten ayrılma noktasında cihete giderek noterden ihtar çekilmiş. Hizmet noktasında yeni ekiple güzel bir adım atılmış, çalışanlar da görevlendirme bölgesine gitmeyerek aynı şekilde karşılık vermiş. Ama sözleşmede şu madde var; Türkiye’de 17 tane Vilayetler Evi var, ‘Herhangi bir yerde çalışabilirim.’ diye beyanda bulunmuşlar. Siyasetçiler devreye girmiş, netice itibarıyla çalışanlar istifayı noterden ihtar olarak çektikten sonra iş akitleri iptal olmuş.
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık’ı seçim döneminde seçtirmek için birçok insan mücadele verdi, ama seçtirmemek için de çok uğraşan oldu. Meclis üyeleri toplandığında Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü temsilci gönderdi. Netice itibarıyla Mustafa Keskin ve İlhami Caboğlu bu işin arkasında durdu. Mustafa Keskin il başkanlığından milletvekilliği için istifa edip TSO başkanı seçiminde Faruk Özlü ve Ayşe Keşir için itilafa düştüğü sebebiyle, İlhami Caboğlu, belediye başkanı olmasın milletvekili adayı olmasın TSO’da olsun diye arkasında durdu. Her ne niyetle durdularsa dursunlar. Allah razı olsun. O kadar güzel bir iş yapılmış ki. Niye? Erdoğan Bıyık ve ekibi Düzce Gaziantep Caddesi’ndeki metruk denilebilecek binada, uzun zamandır olan binadan modern, iş olabildiği bir yere binayı yerleştirmek, ticaret erbabının haysiyetini, onurunu, Düzce’nin vizyonunu değiştirecek bir adım attı. Erdoğan Bıyık, Tanju Acar, Ahmet Mutlu, Cemal Aksan, İbrahim Canpolat bu ekip ve yönetimi, bu meclis, adam gibi, erdemli, kendilerine gösterilen emeğin ve saygının tescili gibi TSO yeni binasının temelini attılar, altyapısını kurdular, ihalesini attılar. Şimdi burada öküz altında buzağı arıyoruz, bu firma kimin, bu firma nasıl aldı nasıl gitti? Bir akşam Düzce’yi yönettiğini zanneden bir zevat tarafından, iş aranıyor. Burada Düzce’nin ticaret erbabının, ticaret otoritesinin yeni mükemmel bir adım atılıyor. Bunun totaldeki bedeli 120 milyon civarında ve buraya Düzceli müteahhitler yarışarak giremiyor, niye böyle bir müttehit yok Düzce’de? Memlekette siyaseti, siyasetçiyi belirlerken ticaret erbabını da güçlendirmesi lazım. Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde veya yatırımda veya Düzce’ye yapılan yatırımda müteahhit ve yatırımcı olarak Düzce’nin ticaret erbabının sahiplenmesi, büyütülmesi, markalaştırılması lazım ama geldiğimiz noktada Düzce’de müteahhit yoktu. Paraları mı yoktu? Belki vardı ama bu işe girecek ekonomik büyüklüğe sahip değildi. Bu Düzce’nin ayıbıdır. Düzce’nin ikinci ayıbı da şu, bakın gelişmiş, büyük şehirlerde ticaret odaları ticaret borsaları şehrin en güzel noktalarında, girişlerinde, OSB yollarında. Şehrin vizyonudur bunlar vitrinidir. Bu makamlar bu riyaset makamları, yerel yönetimler, siyasetçiler, milletvekilleri, belediye başkanları bir yer gösterememişler, Ticaret Odası’na bu vizyona uygun bir yer gösterememişler, ama adam gibi bir risk aldılar, Allah onlardan razı olsun. Düzceli olarak bizi onurlandırdılar, gururlandırdılar. Ticaret erbabının Düzce Ticaret Odası mensuplarının iç dünyasının şerefli, naif vizyonlu bir noktaya getirilmesi için bir mücadele verdiler. Erdoğan Bıyık size verilen emek ananızın ak sütü gibi helal olsun. Burada daha güzel bir şey olabilirdi, daha yüksek vizyonda bir adım olabilirdi ama siz bu kadarını atabilmenize rağmen çok büyük adım attınız çok çok büyük adım attınız sizi tebrik ediyoruz sizi taktir ediyoruz ve yönetiminizle beraber sizi alkışlıyoruz. Özellikle Erdoğan Bıyık’ı ve yanında Tanju Acar’ı Ahmet Mutlu’yu, İbrahim Canpolat’ı, Cemal Aksan’ı hepinizi tebrik ediyorum, siz adam gibi adammışsınız, siz hakikatten bu memleketi fevkaladenin fevkinde ifadesiyle hizmet etmişsiniz teşekkür ediyoruz. Diyor ki büyükler, ‘Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.’ Bu kadar kelime ile anlatılmayacak kadar güzel ve büyük bir hizmet oldu çünkü yapılmayanı yaptılar, risk aldılar. O müteahhite de Düzceli olarak teşekkür ediyoruz tebrik ediyoruz. Allah kesenize bol bereket versin bu yatırımı Düzce’ye kazandırdınız ve risk aldınız para kazanmak rant elde etmek amacıyla değil ama elinizi taşı altına koydunuz.