DEVLET ÖKÜZ ARABASIYLA TAVŞAN AVINA ÇIKAR

Abone Ol

DEVLETİN SAHİPLERİ VAR, DEVLETİN YÖNETİCİLERİ VAR

Türkiye bu sabah (4 Kasım) kayyuma uyandı. Kayyum atandı belediyelere. Batman'a, Mardin’e ve Halfeti’ye. Büyüklerden öğrendiğim bir şey var. Büyüklerimiz derlerdi ki devlet, öküz arabasıyla tavşan avlamaya gider. Tavşan böyle çok seri bir hayvan. Bir de öküz arabası. Öküz arabasıyla tavşan avlamaya gidilir mi? Dağ, bayır… Tavşan kaçıyor, uçuyor, gidiyor. Öküzler dangır dungur işte. Devletin bazen aklı olur. Bizim 2 bin 500 yıllık devlet aklımızda meşru olan ‘Resmi olmaz, resmi olan meşru olmaz.’ diye bir anlayış var. Ne zaman ki devlet o refleksini yitirirse işte o zaman devlet olmaktan çıkıyor. Benim en çok sabah haberlerinde dikkatimi çeken görevden alınan Belediye Başkanı Ahmet Türk oldu. 2014'te seçilmiş, alınmış. 2019'da seçilmiş, gene alınmış. 2024'te seçilmiş yine alınmış. Peki ya 2019'da görevden alınan adam 2024'te seçilebilme yasallığını nasıl elde etti? 2024'te yeniden görevden alındı, burada devlet aklı devreye giriyor. Devletin aklı ne zaman nasıl çalışır onu da bilmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir devletin sahipleri var arka planda. Bir de ön planda devleti yönetenler var. Sahiplerinin verdiği karara yönetenler uyuyor ama yöneten kendilerini devlet zannediyor. Maalesef böyle bir çıkmaz da var. Her devlette bu vardır. Bizim devletimizde de bu Metehan dedemizden bugüne kadar devam eden bir süreç. Memleketin, milletin, devletin faydasına olacak işler buralarda. Ama burada özellikle Türkiye'de havayı oluşturmaya çalışan bir yapı var. Devletin bir aklı vardır, devletin aklı şaşmaz.

BİZİ ELEŞTİRMENİZE SEVİNİYORUZ

DÜZCE DAĞI GERÇEĞİ

Bizi eleştiriyorlar, çok güzel. Etkinin olduğu yerde tepki olur. En çok eleştirilen biz ‘Düzce Dağı’ diyoruz. Düzce'nin sınırlarında olan yer, Düzce'nin Dağı’dır. Oradan sonrası Bolu'nun dağıdır. Düzce il oldu, bizim sınırlarımızdaki bizim. Sizin sınırlarınızdaki sizin. Bir Abant yolu meselesi var. Bolu siyaseti bir oldu, diri oldu, ayağa kalktı. Bizim siyasetimiz veya Düzce'deki sivil toplum kuruluşları buna gerekli tepkiyi, desteği veremedi. Adam 20 yıldır oturuyor, herkes oturduğu koltuğun hakkını veriyor. Maaşlar kelli felli, imkanlar güzel, makamlar iyi. Sekreteriyle, ağırlamayla, çayıyla, kahvesiyle bir memlekette saltanat var. Kimse saltanatının bozulmasını istemiyor.

HER ŞEY HOŞ DA SUYUMUZ YOK

Kendimizi eleştireceğiz. Sayın Faruk Özlü’nün yapmış olduğu gerdanlığa iltifatın, takdirin veya bu markanın düzeni, tarihi olacak dediğimiz yerin, çok bir şey ifade etmediğini ve bizim de buna methiye düzmek için halden hale girdiğimizi söylüyorlar. Şehrin gerdanlıkları, Düzce’nin tarihi olacak. Belki 35 sene sonra veya 6 ay sonra insanlar oraya farklı farklı anlamlar izafe edip orada fotoğraflar çekilecek. Ama vatandaşın eleştirdiği doğru bir şey var. Bizi eleştiriyorlar dedik ya su yok. Eskiden evlerde tahtalar vardı. Gelin yürürken yellenmiş, yellenince kayınpederi demiş ki ‘Kızım ne oluyor?’ demiş. Bir de eskiden mesler vardı, ayaklara giyilirdi, onlar da gıcırdardı. ‘Mesin gıcırtısı’ demiş. Kayınpeder de ‘Sesi anladık da kokusunu ne yapacağız?’ Gerdanlığı anladık Faruk Özlü, su işi Düzce’de sıkıntılı. Hidrofor sistemi kurulacaktı, ne yapılacaksa bir an önce yapılsın. Nasıl olacaksa artık bilemiyoruz, insanlar irade gösterdi ama nasıl bir irade gösterdi ona bakalım. Su meselesi hallolmadan olmaz. Su hayattır. Davulcu, zurnacı ekibi buraya gelseydi biz bugün bunları konuşuyor olmayacaktık. Belediye borç batağında, maaş ödeyemez hale gelirdi.

EKMEK ELDEN SU KOCA GÖLDEN

İKİ ÖKÜZÜN ÖNÜNE BİR SAMANI PAY EDEMEYEN..!

Düzce Ulaşım’da Turgay Bey var. Beltaş'ın eski Genel Müdürü, Düzce Ulaşım’ın genel müdürü oldu. Birçok maaş burada ödenmiyormuş. İşçinin hakkını vermek lazım. Nasıl olacağını ben bilmem ama vermek lazım. Öyle makamlarla, gezmelerle olmaz. Mazeret üretme makamı değil orası herkes çözüm üretecek. Beltaş'ın hali ortada. Beltaş’ı nereden nereye getirdi Turgay bey onu da görüyoruz, biliyoruz ama emek veren insanların hakkını ve maaşını ödeyin. Her gün orada bir aksiyon var, reaksiyon var. Düzce'de memleketin dokusunu, kokusunu, yapısını bilen çok idareci var. Niye tercih edilir ki bu adamlar bilmiyorum. İki öküzün önüne bir samanı paylaştırmayan adamlar. Bu makamlardan gittikten sonra garsonluk bile yapamayacak adamlar, ahı gitmiş vahı kalmış, hiçbir özelliği olmayan adamlar. Özelliğiniz varsa kendi memleketinizde niye yoktu? Kendi memleketlerinizde bir özelliğiniz olsaydı kalsaydınız. Milleti mağdur etmeyin. Bazı insanlar vardır, makama ve mevkiye sığınırlar. ‘Ekmek elden su koca gölden.’ der büyükler. Bunun gibi, maaş gelsin, makam iyi. Hafta sonu İzmir'e gidelim, Antalya'ya gidelim. Nasıl olsa paraları dönüyor. Bu ve bunun gibi genel müdürler buradan ayrıldıklarında, bu kadar kelli felli makam sahibi olabilirler mi? Ben ihtimal vermiyorum, buyurun gidin memleketinize olun bakalım. Buradan 80 bin lira değil de oradan 180 bin lira alın. Altınızdaki makam arabasıyla değil helikopterle gidin. ‘Ya biz ne öküzce bir laf ettik.’ diyelim. Vatandaşların parasını öde Turgay bey. Yörük malından kurban kesip de Yörük ailesini sıkıntıya sokmayın.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;