Okula yeni başlayan çocuklarda ortaya çıkabilecek kaygıya karşı, ebeveynlere sabırlı ve anlayışlı olma tavsiyesinde bulunan Düzce Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Psikolog Zeynep Alçelik Ural, uyum sürecinde aileye ve eğitimcilere düşen görevlerden bahsetti. Okul kaygısını anlamak ve çözüm bulmak için ailelerin çocuklarıyla açık bir iletişim kurması gerektiğini vurgulayan Uran, “İlk günlerde ailenin okulda olması, ailenin ulaşılabilir olması ve ailenin çocuğun ağlamalarına karşı gösterdiği müsama ve öğretmenin de gösterdiği müsama bu noktada iş birliğini çok arttırır.” dedi.
Evde özgürce vakit geçiren çocuklar, okula başlarken uyum sorunu yaşabiliyor. Okul düzenine ayak uydurmak konusunda çocuğu zorlayan unsurları, anne-babanın tutumunun nasıl olması gerektiğini ve izlenmesi gereken yolları uzmanına sorduk. Düzce Halk Sağlığı Başkanlığı’na bağlı Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Psikolog Zeynep Alçelik Uran, ebevynlerin çocuklara zaman vermesi ve sabır göstermesi gerektiğini kaydetti.
“Ebeveynden ayrılmaya dair bazı tepkiler geliştirirler”
Uzman Psikolog Zeynep Alçelik Uran, okula yeni başlayan çocuğun uyum sağlamada güçlük yaşamasının nedenlerine değinerek, “Uyum problemleri dediğimiz şey aslında değişime karşı verilen bir tepkidir, son derece sağlıklı ve doğaldır. Burada bizim problem olarak etiketlememizin altında biz yetişkinler olarak baş edemediğimiz için buna uyum problemi diyoruz. Yoksa bir yetişkininde başına gelen bir süreçtir. Yeni bir eve taşınmak ya da iş değişikliği yaptığımızdaki uyum problemlerini düşünün, yeni bir ortama girdiğinizde o insanların sizi sevip sevmeyeceği, kabul edip etmeyeceği, ihtiyaçlarınızı nasıl karşılayacaksınız ya da performansınız yeterli bulunacak mı? Değer görecek misiniz gibi sorular aklında vardır. Çocuklar da tam olarak bu sorularla başlar. Ebeveynden ayrılmaya dair bazı tepkiler geliştirirler. 1 ay için bu problem normal ve sağlıklıdır. Gittiği ortamda kendisine bakım verecek olan yetişkini bulmaya çalışır. Bunun için çocuğun öncelikle zamana ve sabra ihtiyacı vardır.” ifadelerini kullandı.
“Çocuk zorluk yaşayınca duygularının düzenlenmeye ihtiyacı vardır”
Özel gereksinimli çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiğine de değinen Uran, şöyle konuştu: “Aslında bu dezavantajsa hem kurum hem aile olarak çözümü araştırmak zorundayız. Göstereceğimiz müsamaha, zaman ve sabır yoğun olmalı. Normal bir çocuk gibi sağlıklı iletişim ve bağ kurmaya çalışır. Öncelikle güvenli bir ortam da büyümeye ihtiyacı var biz buna bağ kurmak diyoruz. Çocuğun fiziksel temasa ihtiyacı vardır, sağlıklı bir fiziksel temas ve fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesi bağlanma için ön koşuldur. Özel gereksinimli çocuklar da olsa temelde buna ihtiyacı vardır. En önemlisi aidiyetdir. Az yargılandığı ve çok desteklendiği bir ortam aslında bunun için çok elverişlidir. Hepimiz önemli olmak isteriz, değer arz etmek isteriz. Sonraki adım ayrılmakla ilgilidir çocuklardan biz belli bir süreçten sonra ayrılmalarını ve özerklik kazanmalarını isteriz burada okul bir kurum devreye girer. Çocuk zorluk yaşayınca duygularının düzenlenmeye ihtiyacı vardır burada kaygı, korku ve en önemlisi belirsizlik ortaya çıkar. Belirtisizlik hakkında bilgi vermek çocuğun yaşına göre ortaya konulur, hedefler koymak çok önemlidir okula niye gidiyor ve bu hedeflerin ne olacağı hakkında bilgi verirken de yine çocuğun beklentisini yükseltmemek gerekir.”
“Öğretmenler çocuğun zihninde kraldır”
Okula alışma döneminde öğretmenlerin sorumluluklarının da olduğunu belirten Uran, “Öğretmenler orada yetişkin rolünü üstlenen kişilerdir ve bir bakıma aslında çocuğun zihninde kraldır. O yüzden onun zihninde sevgi almak ve sevgi nesnesi olmak elbette çok önemli hale gelir. Burada öğretmenklerimiz zaten üzerine düşeni sonuna kadar yapıyorlar fakat uyum sürecinde aileyle kurulacak bağ öğretmen ve bakım verenle (aile) ile kurulacak bağ çok kıymetli çocuk ailesinden duyduğu güveni öğretmene aktara bilmesi çok önemli. İlk günlerde ailenin okulda olması, ailenin ulaşılabilir olması ve ailenin çocuğun ağlamalarına karşı gösterdiği müsama ve öğretmenin de gösterdiği müsama bu noktada iş birliğini çok arttırır. Uyum sürecinde zorlanan öğretmenlerimizin aile ziyaretleri yapması, çocuğu aile ortamında görmesi ve çocuğun öğretmenini görmesi bu uyumu çok kolaylaştıracak.” dedi.
“Gerektiriyorsa profosyonel destek almalı”
Çocuğun çok zorlandığı durumlarda destek alınması gerektiğini vurgulayan Uran, “Eğer uyum süreci çok fazla zorlanıyorsa ve çocuğun duygusal anlamda tepki verdiği görülüyorsa Rehberlik Araştırma Merkezi’nden destek alınabilir ya da devlet hastanesinden çocuk psikiyatrisi ve ergen psikiyatrisiyle de görüşmeler gerçekleştirilebilir. Bu o uyum süreci konusunda destek almayı gerektiriyorsa profosyonel destek almak anlamına gelecektir.” ifadelerine yer verdi.