Düzce Belediyesi eski Başkanı Sayın Mehmet Keleş, Kitabın Ortasından programına konuk oldu. Düzce’yle ilgili düşüncelerini, geçmişi anlatıp geleceği hayal etti. Bizim bir atasözümüz var. ‘Kılavuzu karga olanın, burnu necasetten eksik olmaz.’ Yerel siyaset ve yerel dengele baktığımız zaman Ankara siyaseti ve bürokrasiyle pek örtüşmüyor.
Biz Sayın Keleş’e Olimpiyat Kavşağı ile ilgili bir soru sormuştuk. Keleş, Özlü için ‘Hata yaptı, bundan dönmesi lazım’ dedi. Bir gün başkanlığa gelirse de gelir gelmez değiştireceğini söyledi. Programın ardından Sayın Faruk Özlü bize bir özel açıklama yaptı. Düzce’nin eski belediye başkanlarından Selahattin Olcar döneminden bu güne kadar Ruhi Kurnaz, İsmail Bayram, Mehmet Keleş ve Dursun Ay dahil olmak üzere bu kadar su altyapısına dair hiçbir şey yapılmadığını belirterek, ‘Bunları da sorsaydınız’ dedi. Özlü, ‘680 milyon TL buldum. Önümüzdeki 17 Aralık’ta yer teslimi yapılacak’ dedi. Bazı konular çok güzel. Projeler güzel. Ama algı ve anlayış noktasında Düzce’de bunlar anlaşılamıyor, kabul görmüyor, eleştiriliyor.
Bazen insan çok mütevazı görünür. Derler ki büyükler ;’Aşırı tevazu kibirdendir’. Ama bazen kibirlenilecek işler olmakla beraber güzel işler yapılıyor. Mesela Keleş, ‘Mutfak Sanatları Merkezi’ni çok beğendim’ dedi. ‘Bir de yıkmaktan vazgeç dedim’ dedi. Buradan nereye geleceğim? Bugün yüzde 65 seviyesindeki yerel oylardan 2019’daki yerel seçimlerde Faruk Özlü, yüzde 47 ile seçim kazandı. Yüzde 53 oranında karşı taraf var. Burada da en büyük espri şuydu. Bakan kimliğinin ön plana çıkmasıyla beraber ismi halk tabiriyle 5 kilometre önde gidiyordu. Bugün geldiğimiz noktada acımasız bir eleştiri var. O 2-3 kilometre geride kaldı.
Tarlada izi olanın harmanda yüzü olurmuş. Seçim döneminde Özlü’yü destekleyip arkasında duran insanlar ve ‘Onunla beraber Düzce’de büyük hizmetler yaparız’ diyenler harmanda yok. Yani sahada yok, etki ve yetki mekanizmasında yok. Kim var? Bugün başta Sayın Özlü’nün ‘Patron’ dediği Sayın Cumhurbaşkanını eleştiren ve hiç hayırlı rüya görmeyen ama ‘Şeytan adamın kulağına ezan okurmuş’ misali iyi gibi görünen kesimler var. Örneğin medya ve diğer dengelerle Düzce’yi yönlendiren veya Düzce’de denge kuran Önder Tonyalı. 7/24 Özlü’nün etrafında. Medya elinden gidince ‘Faruk Özlü sopasını’ eline alıp milleti ve Düzce’yi yönetiyor. Diğer tarafta İYİ Parti’ye ve MHP’ye açık destek veren Düzce TSO Başkanı Tuncay Şahin. Yine bu da Özlü’nün etrafında. Bunlar hiçbir zaman AK Parti derdiyle dertlenmeyen adamlar. Bu dertlen dertlenip gece gündüz Faruk Özlü’ye ulaşmak isteyen insanlar zorluk çekiyor.
Şimdi elindeki güç gittikten sonra o etkiyle, o esneklikle Düzce idare edildiği zaman Özlü döneminde 680 milyon TL değerinde kazandırılan su yatırımının etkisi olmuyor. Çünkü hesap farklı. Hesap birilerine güç gösterisi yapmak, egolarını ve hesaplarını hayata geçirmek. Önder Tonyalı’yı soluna, Tuncay Şahin’i sağına aldığınız zaman Düzce’deki algıyı hayal bile edemiyorum. Çünkü 3 aşağı 5 yukarı baktığınız zaman bu insanlar bu mahallenin, bu partinin, bu belediyenin, bu derdin dertlisi değil ki… Dertlisi olsa eyvallah…
BELTUR, turizm adına bir adımlar atıyor. Belediye, 2 milyon TL Masterchef programına bir finansman kaynağı buldu. Jüri oldu, bir şeyler oldu. Önder Bey de otel yapacak ya… BELTUR’un turizm tecrübelerinden sonra yapar. Zaten Önder Tonyalı’nın daha önceki şirketlerinde çalışan, iş yaptığı adamların hepsi BELTUR’un işlerini yapmaya başladı. Yapamaz mı? Yapar. Ama bildiğimiz bir şey var. Bu memlekette yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza tercih ettiğiniz zaman birtakım sonuçlarla karşılaşırsınız. İzahı olmaz. Memlekette hizmet noktasındaki dertle dertlenmeyenlerle istişare ettiğiniz zaman da böyle insanların farklı şekildeki eleştirilerine muhatap olursunuz.
Faruk Özlü’nün eleştirilecek tarafı yok mu? Var tabii ki. Ama takdir edilecek tarafı da var. Biz onu yerden yere vurduğumuz zaman kazancımız yok. Özlü’nün Düzce için Ankara’dan elde edebileceği kazanımlarda kapasitenin tam olarak ortaya koyulmadığı kanaatindeyim. Eskiden Düzce’ye Ankara’dan bir bakan geldiğinde sözler verir ve bu sözler gerçekleşirdi. Ayda 2-3 defa bakan ve bakan yardımcısı Düzce’ye geliyor gidiyor asma olan fazla bir şey yok. Şimdi İktisat Kongresi olacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı gelecek. Bakalım bu kongreden sonra biz ne elde edeceğiz. Geçtiğimiz günlerde TÜGVA Yüksek istişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan geldi. Gümüşova’da TÜGVA ilçe temsilciliğini açtı. Gümüşova’da belediye başkanı son 10 dakikada davet edildi. Bunları alt alta üst Üste koyduğumuz zaman eksiğimiz de fazlamız da çok.
Eyy Faruk Özlü, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmemende fayda var. Düzce Önder Tonyalı ve Tuncay Şahin’den de ibaret değil. Bunların hiçbirinin AK Parti’yle, bu davayla, Reis’le yıldızları bağdaşmadı. Önder Tonyalı’ya ‘Selamunaleyküm’ dediğinde ‘Merhaba’ diyecek kadar muhafazakâr bir adam! Bunlar istişare edip fotoğraf vermekle yapılan birçok güzel iş anlam bulmuyor. Algıda yerine oturmuyor. Sorarlar insana. Cumhurbaşkanımızla, AK Parti Genel Başkanına demediğini bırakmayan insanlarla yapılan istişarede bu kadar büyük projelerin algısında bu sıkıntı yaşanır. Bu insanların elinden ‘Bakan bey böyle istedi’ sopasını almanızda fayda var. Önder Tonyalı dediğiniz zaman Düzce’ye nasıl geldiği belli olmayan, 1970’lerde gelen ama en güzel boşlukları dolduran ve bunlardan