Kültür & Sanat

“BU HİKAYE BİR DÖNÜŞÜM SEMBOLÜDÜR”

Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Resim Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Gürler’in, “Kabuk” başlıklı sergisinin açılışı Ankara Goethe-Institut, Galeri Vitrin’de gerçekleştirildi. Sergi açılışında konuşan Gürler, “Dokuyarak, ağ örerek yazılan bu hikâye, bir dönüşüm sembolüdür.” Dedi.

Abone Ol

Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Resim Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Gürler’in, “Kabuk” başlıklı sergisi Ankara’da sanatseverlerle buluştu.

‘Kabuk’u bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan sertçe bölüm olarak tanımlayan Gürler, “İçindekini koruyabilecek, onu muhafaza edecek yapıyı oluşturmak için ince ince, ipliklerle dokunan bu kabuk, bütünlüklü hissetme çabasının bir temsilidir. Dokunması esnasında elin tekrar eden her bir hareketi, bir araya getirme, iyileştirme gayesi taşır. Dokuyarak, ağ örerek yazılan bu hikaye, bir dönüşüm sembolüdür. Onu var eden coğrafyanın birbirine tutturulan, iç içe geçirilen hikayelerinin bitiminde bir Kılıf olarak, bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir kap olarak karşımızda belirir.” ifadelerinde bulundu.

“HER BİR DÜĞÜM, YAŞAMDAKİ BAĞLANTILAR ÜZERİNE DÜŞÜNDÜRMEYİ HEDEFLER”

18 Aralık’a kadar devam edecek olan sergi dolayısıyla konuşan Gürler, “Yerleştirmede kullanılan malzeme, Ursula K. Le Guin’in Kadınlar Rüyalar ve Ejderhalar adlı kitabında sanat tarihçi Elizabeth Fisher’ın çuval kuramı üzerinden gerçekleştirilen söylemlerine de işaret eder. Le Guin’in, ilk kültürel gerecin sivri bir mızrak yerine içi doldurulacak bir nesne olması gerektiği düşüncesinden hareketle insanın yaşamla kurduğu ilişkiyi, arka planda kalanların hikayeleri üzerinden irdelemeye bizi davet etmesi gibi jüt kumaşın sökülerek elde edilen ipliklerle gerçekleştirilen bu serbest dokumada, üst üste atılan her bir düğüm, Le Guin’in sözünü ettiği yaşamdaki bağlantılar üzerine düşündürmeyi hedefler. Hikayeler dinleyerek ve anlatarak dokunan ‘Kabuk’, sanatçının kendi hikayesinden yola çıkar ve birçoklarının hikayesini kapsar.” sözlerini dile getirdi.