Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Düzce’de gündeme yön veren ‘Yorumlu-Yorum’ programında Düzce Üniversitesi’nde düzenlenen bir ihaleden gelen kötü kokular ve Boğaziçi beldesinde ‘kişisel hırs ve menfaate’ göre ulaşım hizmeti sunmaya kalkanlar yüzünden ortaya çıkan mağduriyete parmak bastı. Düzce Üniversitesi’nin işletilmek üzere halı saha, spor salonu ve kantin için çıktığı ihalede yaşanan nahoş olayların odak noktasındaki AK Partili eski İl Yöneticisi Rahman Aydın’ın yıllarca piyasanın çok altında rakamlarla üniversiteden kiralayıp büyük kazanç elde ettiği spor tesislerini tekrar işletebilmek uğruna küfür ve tehditleri başvurduğunu anlatan Ünsal, “Eksik evrakla girdiği için teklif veremeyince ‘Ben bu ihaleyi iptal ettireceğim.’ diyor ve ihale iptal oluyor. İhaleyi kazanan Düzce Tenis Kulübü mağdur ediliyor. İhaleyi iptal ettirmek olacak iş mi?” dedi.
Her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saatler 18:00’i gösterdiğinde Öncü TV, 100.2 Radyo Öncü ve Öncü Haber sosyal medya hesaplarından ilgiyle takip edilen ‘Yorumlu-Yorum’ programında yine kapalı kapılar arkasında kısık sesle konuşulanlar, dobra dobra gündeme taşındı. Düzce ve Düzceliler için taraf olan ve kendine has üslubuyla kimsenin cesaret edemediği konular üzerine korkusuzca giden Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, yine dikkat çeken iki konuyu tüm bilinmeyen ve merak edilenleri ile dile getirdi.
ÜNİVERSİTEDE BİR TUHAF İHALE!
İlk olarak Düzce Üniversitesi’nde yakın zamanda düzenlenen halı saha, spor salonu ve kantin ihalesinin eksik evrakla katılım sağladığı için teklifi geçersiz sayılan ve ihale heyetine yakışıksız tavırlar sergileyen mevcut müsteciri gündemine alan Ünsal, yıllarca kamu yararının çok altına rakamlarla işlettiği spor tesislerinin yeniden kendi sorumluluğuna verilmesini isteyen AK Parti eski İl Yöneticisi Rahman Aydın’ın iddiaya göre siyasi gücünü de devreye sokarak yaptığı baskı sonucu ihalenin nasıl iptal edildiğini şöyle anlattı:
HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ
“Üniversitede geçtiğimiz günlerde bir ihale oldu. İki boyutlu bir ihale. Halı saha ve bunun yanında spor salonu ve bir kantin ihalesi. 3 seneden beri yıllık 260 bin lira gibi bir rakamla, bir ev kirasına tekabül etmeyen bir rakamla burası işletilmiş. Ondan sonra ihaleye girilmiş. İhale iptal olmuş. Günlük bin lira. Halı sahanın da saati bin 800, bin 700 lira civarında. Üniversite kampüsü içinden edindiğimiz son bilgi, bin 100 lira 1 saati. Öğrencilere özel ama dışarıdaki adama 2 bin liraya satabilirsin. Çay 7 lira dışarıdaki adama 15 liraya satabilirsin. Burası da günlük bin liraya bir spor salonu, bir kantin, kafeterya bir de halı saha. 1 kişi girmiş ihaleye, bu ihale devam etmiş. Bir de tenis kortu var orada. Tenis kortu ihalesi olmuş 150 bin liradan çıkmış ihaleye. Fakat o ihale esnasında Rahman Aydın diye bir arkadaş, AK Parti'nin eski il yöneticisi ihaleye girdiğinde evrak eksikliğinden dolayı ihale komisyonuyla terslik yaşıyor. Küfür kafir, sinkaf derken ortalık karışıyor. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuyorlar. O adam da diyor ki; ‘Ben bu ihaleyi iptal ettireceğim.’ 150 bin liraya ihaleye çıkan yer, 450 bin liraya tekrar ihale ediliyor. Düzce'de yıllardır tenis sporuna gönül veren Düzce Tenis Kulübü var. Bunlar alıyorlar ihaleyi. Bunu iptal ediyorlar.”
‘BU ADAMIN NE ETKİSİ VAR?’
“Şimdi soru şu; ‘Bu adamın ne etkisi var?’” diye sorgulayan Ünsal, “Evrakları eksik, daha önceden de burayı saatliğine 120 lira gibi bir rakamla, dışarıdan bütün randevuları oluşturup piyasaya satmışlar, para kazanmışlar. Bugün alamayınca ihalede dümdüz gitmiş heyete. Netice itibariyle evrağın eksik. Ama bu ihale neden iptal oldu? Bunu anlamak mümkün değil. Devletin imkanları, siyasetin ve riyaseti tasarruflarıyla böyle kullanılmış. Bu ihale komisyonuna hakaret eden, tehdit eden, ileri geri konuşan adam ‘Ben bu ihaleyi iptal ettireceğim.’ diyor. Bu ihale iptal oluyor. 150 bin liradan 450 bin liraya çıkıyor. Bu niye iptal olmuş? Bu sorunun bir cevabı olmalı. Yani bu siyasi güç mü kullandı? İhaledeki komisyona sövüp, saymak, hakaret etmek ve arkasından da ihaleyi iptal ettirmek olacak iş mi? Düzce'de bu ve buna benzer nahoş hadiseler yaşanıyor.” dedi.
YİNE BAŞKAN ERCAN YİNE ‘MENFAATE GÖRE HİZMET’ TEPKİSİ
Boğaziçi Belediye Başkanı İbrahim Ercan’ın mahalle olmaya yanaşmadılar diye Yayla Köyü’nü cezalandırdığı yönündeki şikayetleri de gündemine alan Ünsal, Düzce Ulaşım A.Ş. tarafından sağlanan toplu ulaşım hizmetinin neden sonlandırıldığını şöyle irdeledi:
“Boğaziçi beldesinde Yayla Köyü, mahalle olmak istemedi. Düzce Ulaşım A.Ş. arabaları, Boğaziçi Belediye Başkanı İbrahim Ercan’ın tasarruflarıyla bu Yayla Köyü’ne kadar çıkıyordu. Şimdi sebep nedir, tasarruf tedbirleri midir, maliyet midir, Yayla Köyü’ne bu araçlar çıkmamaya başladı. Sabah hali, işe gidecek olan var, öğrenciler var. Bir, iki seferle buraya gidilse ne olur? Biz sorduk, soruşturduk vatandaşa dedik ki ‘Niye bu uygulama kaldırıldı?’ ‘Biz mahalle olmadığımız için İbrahim Ercan'ın bu işte parmağı var.’ diyorlar. Ne kadar doğru onu bilmiyorum tabii ama sabah ve akşam iki servisle Düzce A.Ş. ne kalkınır, ne batar. İbrahim Ercan'ın burada buna benzer bir tasarrufu varsa da ben bunu yakıştıramadım. Yayla köylüler bu konuda çok muzdarip. Şimdi ben buradan söylüyorum diyorum ki; Düzce Ulaşım A.Ş.’nin Sayın Genel Müdürü bir sabah, akşam da iki servisle bu insanların mağduriyeti giderilemez mi? Eğer İbrahim Ercan burası mahalle olmaya yanaşmadı diye bir cezalandırma yapıyorsa ona da yazık. Eğer buraya gidip gelecek iki turla Düzce Ulaşım A.Ş. batıracaksa Düzce Ulaşım’ın başındaki Turgay Bey'e de yazık. Bu millete hizmet etmek üzere kurulmuş bu belediyeler. Hizmet edeceksiniz. Ulaşımdan hiçbir belediyenin para kazandığı yok zaten. Oradan işine gelen, okuluna gelen bir öğrencinin bu memlekette bu kadar ulaşım hakkı var. Bu hakkı kimse bunun elinden almamalı, almasın.”