Türkiye’de son yıllarda artış gösteren ve toplumu yaralayan olaylar, eğitim ve ailenin bir kez daha önemini ortaya çıkarttı. Bu konuya kendisinin hazırlayıp sunduğu “Yorumlu-Yorum” programında dikkat çeken Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, toplumları eğitim ve ailenin ayakta tutuğuna dikkat çekti. Toplumumuzdaki büyük tehlikeye işaret eden Ünsal, “Bir toplumu iki tane denge yıkar. Bir eğitim, iki aile. Bu toplumun eğitim sistemine bakmak lazım. Andımız vardı ya bizim yıllarca okuduk. Anasına babasına ‘moruk’ diyen bir nesil yetişti. Huzurevlerinin sayısı arttı. Bu eğitim sistemi, aile yapısı eskidendi. Çekirdek aileyi yıllardır empoze ettiler. Anne baba ve çocuk, babaanne nerede?” diye sordu.
Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşarak Düzce’nin gündemine ışık tutan “Yorumlu-Yorum” programında, Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal konuşulmayanları konuşmaya devam ediyor. Ünsal, “Yorumlu-Yorum” programının son bölümünde Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen son yıllardaki asayiş olaylarını ele aldı.
“BU TOPLUMUN EĞİTİM SİSTEMİNE BAKMAK LAZIM”
Eğitim sistemi ile birlikte Türk aile birliğinin yerine topluma yıllardır çekirdek aile sisteminin empoze edildiğinin altını çizen Ünsal, “Toplumda en çok izlenen haberler asayiş haberleri. Ben 2-3 tane konudan bahsetmek istiyorum ulusala intikal eden. Vatandaşın birisi çiçekçiyi eşinin fotoğrafını koydu diye geldi adamın kafasına yumruğu vurduğu zaman adam düştü. Adam beyin kanamasından iki gün sonra öldü. Mesela bebekleri yoğun bakım servisinde tutan ve bundan para kazanan, mesajlaşmalarda ‘Bu çocuğu öldür artık.’ diyen bir hemşire var. Bunlar hep para kazanmak adına yapılıyor. Bu haberleri her iki günde bir ulusal kanallardan görüyoruz. Kadın cinayeti, kadına şiddet konusunda birisi dedi ki ‘Bu ölenler de öldürülenler de suçlu.’ deyince İzmir'den bir AK Partili belediye meclis üyesi partiden ihraç edildi. Bunların altına indiğimizde ne olduğuna iyi bakmak lazım. Bu çeyrek asırda 20 senede veya 30 senede bu millete ne oldu? Bizim aslında işin özünde iki tane hakikat var. Bir toplumu iki tane denge yıkar. Bir eğitim, iki aile. Bu toplumun eğitim sistemine bakmak lazım. Andımız vardı ya bizim yıllarca okuduk. Anasına babasına ‘moruk’ diyen bir nesil yetişti. Huzurevlerinin sayısı arttı. Bu eğitim sistemi, aile yapısı eskidendi. Çekirdek aileyi yıllardır empoze ettiler. Anne baba ve çocuk, babaanne nerede?” dedi.
MANEVİYAT VE İNANÇ OLARAK BESLEMEZSENİZ BÖYLE OLUR
Türk toplumunda aile kavramını benimsemeyen bir neslin yetiştirildiğini ifade eden Ünsal, “Onlar ayrı evde duracaklar veya huzurevinde duracaklar. Peki, dünyaya gelen bir çocuk ailenin asaletini, Türk örf adetlerini, milli ve manevi değerleri kimden öğrenecek? Yine asayiş haberlerinden 18 yaşında kreşte bir kız, 6 aylık bebeği tokatlarken görüldü. Annelik duygusunu bilmeyen aile adetinden uzak olan bir insanın bir nesle verebileceği ne var? Aile yok, eğitim de yok. Toplumda dünyaya gelen çocuklara ‘sebi’ deriz. Dünyaya yeni gelmiş melekleri sırf para kazanmak için yoğun bakımda tutmuşlar, ölümüne sebep olmuşlar. Bir insana vakti zamanında, çocukluğunda ailesinde ve eğitiminde manevi olarak manevi olarak inanç olarak beslemezseniz bu sonuçlar ortaya çıkar. İnsana otokontrol sistemi olacak şekilde inancı takip eder. Yani inancına göre yaşarsın ayrı bir şey. İnancın da imanın da kimde olduğu belli değil. Siz bu topluma bu yetişen nesle, aileye, anneye, babaya, çocuğa Allah kontrolünü anlatmazsan, eğitim müfredatı sistemine koymazsanız bu toplum da bu asayiş haberlerini bu insafsızca haberleri toplum yaşamaya mecbur kalır. Bu Avrupa'da yok mu? Dünyanın hiçbir ülkesinde yok mu? Biz inancımızda bu toplumu çocukluktan itibaren inanç sistemimize göre yetiştirmezsek ortaya çıkan sonuç bu olur. Biz son asırda dindar, muhafazakar, mütedeyyin bir nesil yetiştirecekken kindar, ateist, anneye babaya saygısız, aile kavramının olmadığı bir nesil yetiştirdik” diye konuştu.
“VİCDANI ANLATMAZSANIZ BU İNSAFSIZCA HABERLERİ OKURUZ”
Türk toplumunun, milli ve manevi değerlerle özdeşleşen kanun ile yönetmeliklerin nizama uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Ünsal, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Geçtiğimiz günlerde Düzce'den bir vatandaş bizi aradı. Öncü Haber Merkezi’ni aradı. Kızının 18 yaşına gireli 3 gün olmuş. Birinin evine gitmiş, adam evladı için yanıyor. Bu çocuk yanlış bir adım atıyor, çırpınıyor. 6284 sayılı kanunla evden uzaklaştırma almış. 18 yaşına gireli bir hafta sonra anne ve baba yanaşamaz. Kültürümüzle, inancımızla, örfümüzle adetimizle uyuşan bir kanun mu? Değil. Hz. Ali’nin güzel bir sözü var. Allah bütün neslimize hayırlı evlatlar, hayırlı izdivaç nasip etsin. Hz. Ali ‘Hayırlı bir damat, kazanılmış bir erkek evlattır. Hayırsız bir damat, kaybedilmiş bir kız evlattır.’ diyor. Kadına şiddetin veya toplumda asayiş haberlerinin kökenine baktığımızda, özüne baktığımızda inanç, vicdan ve iman eksikliğinin olduğunu göreceğiz. Bu eksikliğin aile kavramları, aile temellerinin çıkan kanunlarla birbirinden uzaklaşması ile beraber tamamen yıkıldığını göreceğiz. Sosyologlar, bilim insanları, ilim insanları bunu tartışırsa belki yola gelir. Maalesef bu toplum buraya geldi. Ölen bir aylık 2 aylık 3 aylık bebeklere mi yanarsın, giden canlara mı yanarsın, yıkılan hanelere mi yanarsın? Memleketin özellikle bizim ülkemizin bu anlamda milli ve manevi değerleriyle özleşen, kanun yönetmelik ve nizama uygun hale getirilmediği sürece Allah sonumuzu hayır etsin.”