Bir duyum geldi, haber merkezimize. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Gümüşova ve Yığılca hariç tüm adayları aşağı yukarı ortaya çıktı. Sızan bir bilgi. Düzce Merkez’de iş adamı inşaat mühendisi Yılmaz Eser aday. Akçakoca'da Okan Yanmaz, Cumayeri’nde Mustafa Koloğlu. Gölyaka'da eski belediye başkanının oğlu Muzaffer Coşkun aday. Muhtemelen bu isimler kesin aday.

Beyköy’de ve Boğaziçi'nde de adaylar belli oldu. İki ilçe hariç. Bugün-yarın bu isimler üzerinde bir açıklama yapılabilir. Sahada o kadar seçim havası olmamakla beraber Milliyetçi Hareket Partisi'nin adayları bugünlerde açıklanabilir.

AK Parti'de de çok sürpriz bir gelişme var. Gölyaka'da aday değişikliğine gidiliyor. Orada iki isim var çünkü mevcut başkanın anketleri, Gölyaka'nın içinde ikamet edememesi ve hepsinden önemlisi kendi başkan yardımcısı karşısına aday adayı olarak çıkması dengeleri değiştirdi. Yakup Demircan o güler yüzüyle, tatlı diliyle, görüntüsüyle, anketlerden de çıkmayınca ‘Sen artık tamam.’ denildi. Nasrettin Hoca'nın gördüğün göreceğin rahmet yüzü bu hesabı. Gölyaka'da bir sürpriz bekleniyor.

Gümüşova'da Ahmet Azap’ın gelmesi bekleniyor. Cumayeri’nde Selim Metin’le Musa Pirdal’dan biri ama muhtemelen Selim Metin. Çünkü bir dengenin oluştuğunu görüyoruz. Beldelerde çok önemli bir değişiklik olacağı ihtimali verilmiyor.

AK Parti Beyköy Belde Başkanı Osman Yavuz'un Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren yüzde 24'ü hedef alarak ağır hakaretler, konuşulmayacak ifadelerle bir paylaşım yapması neticesinde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bir suç duyurusu çalışması yapıldığını biliyoruz. Siyaset böyle bir şey değil tabii insanları ötekileştirmeden yapmak lazım.

Düzce Merkez’de saha ne diyor? Davut Güloğlu’nu bekliyoruz. Davut Güloğlu Yeniden Refah Partisi'nin adayı olarak cumartesi günü Düzce'ye gelecek ve seçim çalışmasına başlayacak. Milliyetçi Hareket Partisi dediğimiz gibi Yılmaz Eser'le yola devam edecek gibi görünüyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nde iki gelişme var. Biri, milletvekili düşmüyor, Talih Özcan'ın belediye başkan adayı olarak açıklanma gibi bir ihtimal var ama daha yakın bir ihtimal olarak Rıdvan Bilgin’in CHP'den belediye başkanı adayı olarak açıklanması gündemde. İYİ Parti'den Mehmet Keleş özellikle sanayi esnafında çok heyecan uyandırmış. Sahadan yavaş yavaş sesi gelmeye başladı ama Faruk Özlü'nün Düzce'ye kazandırdığı ve kazandıracağı çalışmalar dahilinde bir netice alınır mı bilmiyoruz. Seçim sürprizlerle dolu.

İnsanların en çok konuştuğu, sıkıntıya girdiği şey emekli maaşları. 2000'li yıllarda asgari ücretten yüksek olan emekli maaşları şu anda asgari ücretin çok altına düşmüş. Şimdi bir yönden de baktığınız zaman EYT denilen bir sistemde insanlar 40-45 yaşında emekli oldu. Emekli sayısı bir anda arttı. Bir beklenti daha var, çıraklıktan emekli olma noktasında bir talep de var, tam seçim öncesinde.

Eskiden 4 kişi bir emekliye bakıyordu. Şimdi 4 çalışan iki emekliye bakıyor. Bu işin içinden nasıl çıkılır onu bilemiyoruz. Ama Avrupa'da insanlar bu sistemi oturttular. 60-65 yaşına kadar çalışıyorlar. Bizde 45 yaşında emekli olunca tabii maaş da az olur, imkan da az olur.

Biz her anlamda Avrupa'nın ölçüsünü kendimize esas kabul ediyoruz ama buraya gelince insanlar mağdur, emekli olsunlar. Adam 65 yaşına kadar çalışıyor, prim ödüyor. Bizde 40-45 yaşında emekli olduğunda ‘Niye bu para az veriliyor.’ diyorlar. Tabii para az verilecek. Bir de emekli noktasında biraz bu işin çok ama çok abartıldığını düşünüyorum. Şöyle ki adam gelmiş 60 yaşına kadar çalışmış, 20-40 yıldır çalışmış. 60 yaşına kadar gelen bir insan kendini ondan sonra idame ettirecek, 40 yılda bir düzen kuramadıysa bu adam ölsün, gitsin ya tabiri caizse. Her zaman bunu söylüyoruz, kaldı ki emekli maaşı dediğiniz nedir? Geçim ve yaşam standardı değil ki. Belirli bir düzeni olmuş, evi, köyü olmuş, bir birikimi olmuş, bir yere gelmiş insanlara cep harçlığı gibi bir şey.

Tabii siyasi malzeme yapılıyor emekli maaşları biraz daha iyi verilse iyi olur ama 40 yaşında emeklilik olursa maaşlar böyle olur. Hiç kimse buradan bakmıyor. ‘Geçinemiyoruz.’ diyorlar. 40 yıl ne yaptın? Gençliğinde karınca gibi çalışacaksın, yaşlılığında ağustos böceği gibi sefa yapacaksın. Çalışma zamanında ağustos böceği gibi keyif yaparsan o zaman durum bundan ibaret olur.

Kış ayına girdik. Türkiye'nin en kirli havası olan şehirlerinden birinde yaşıyoruz. Vakti zamanında Konuralp’e yapılan kocaman binalar, Karadeniz'den gelen rüzgarı da kesti. Havamız da iyice kötüleşmeye başladı. Birçok sebebi var, sanayinin artması, o güzel tarım ovalarının sanayiye açılması, özellikle de bu otoban ve D-100 Karayolu'nun ilimizden geçmesi. Yakıtlar var, fosil yakıt dediğimiz kalitesiz kömürler. Denetleme mekanizmasında gerek zabıtanın gerek vatandaşlarımızın duyarlı olması gerekiyor. Hatır gönül, komşuluk ilişkileri, akrabalık ilişkileri sizin canınızdan kıymetli değil. Eğer burada kalitesiz kömür tüketen varsa lütfen bunu ilgili bulunduğunuz bölgedeki yetkililere mutlaka bildirin. Hava kirliliği noktasında biraz daha duyarlı olmamız lazım.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN;